6 Ağustos 2012 Pazartesi

İnanç

İnsanların bu denli zıt şeylere bu katılıkla, bu enerjiyle, bu haklılıkla inanmaları nasıl mümkün oluyordu? Biri Tanrının varlığından bu kadar eminken bir başkası yokluğundan nasıl bu kadar emin olabiliyor? İnsanlar nasıl herhangi bir şeye inanacak kadar talihsiz olabiliyorlardı. Nasıl oluyor da bazı insanlar bir şeye inanacak kadar talihsiz olabiliyorlardı? Öte yandan hiç bir şeye inanmamak da bir inanç sayılmaz mıydı?
Ve polisler,  sanıyorum dokunulmaz ve nihai güçleri onları gülünç kılan. Güç bir kişiye verildiğinde bunun tehlikeli olabileceğini, o insanın kendisine verilen gücü istismar etmeden adil bir biçimde kullanabilmesi için sağlam bir ahlak anlayışına sahip olması gerektiğini idrak etmeliyiz. Kaldı ki Türkiye gibi bir yerde bu güç binlerce adama veriliyor ve bu adamlara silah, cop, kelepçe, telsiz, güçlü arabalar, helikopterler, biber gazı, ve köpek veriliyor ve aramıza salınıyorlar. Yinede o gülünçlük duygusu hepsinde kalıcı.

2 yorum:

Neslihan dedi ki...

sevgili dostum , yazı güzel başlayan bir deneme gibi. Güzel bir temayla başlıyor ' inanç ' . İnsanlar sorgulamaktan çok inanmayı kolay gördükleri için tercihleri genelde budur . Ama inanmamak bir inanç değil , bir düşünce tarzıdır , yaratılışı temelde inkar edip sonra ya ona varmak ya da onun yokluğunu ispat etmek gibi .İnanmamak seni bir bakıma özgür kılar . İkinci paragrafın argümanı biraz farklı ama yine de basarılı buldum . Ellerine sağlık . Devamını bekliyoruz.

anılmurat dedi ki...

teşekkür ederim, güzel düşünceleriniz ve katkınız için. yorumunuzla yazı daha da güzelleşmiş.