4 Mayıs 2012 Cuma

Sansürsüz - 2 -

Öğleden sonra bir saatti, tam olarak hatırlamıyorum 14 ya da 15 idi saat. Mayıs ayıydı havalar iyiden iyiye ısınmaya güneş yakmaya başlamıştı. Odamda oturuyordum. Bilgisayarım, önümdeki dikdörtgen masanın sağ tarafındaydı. Bilgisayarımın sol tarafında, yiyecek bir kaç parça şey ve yeni ısıtılmış sıcak su vardı, kahve için. O gün erken uyanmıştım. Sanırım gereksiz bir telefona. Kahvemi hazırlarken kapı çaldı. Birini beklemiyordum. Üzerime bir şeyler geçirip kapıya yürüdüm. Ben hariç, 3 tane daha flörtü olan esmer, kızıl saçlı minyon tipli, hafif salaş, sıradan giyinen, kadınsı hiç bir özelliği olmayan Ayşeydi kapıyı çalan. İçeri geldi. Kendini beğenmiş bir tavrı, hiç bir kadında olmayan özelliklerin kendinde toplandığına inanan konuşmaları, yalan dolu başı boş bir hayatı ve çirkin bir yüzü vardı. Bir kadın istediği kadar güzel olsun, yalan söylüyorsa çirkindir. Oturduk biraz, sohbet ettik. Ona da kahve hazırladım. Benimkinin aynısından. Kahvaltılık bir şeyler çıkardım. Sıradan şeyler, domates, salatalık, peynir. Bunu önemsemedi. Halbuki diğer kadınlara nazaran fazladan ilgi göstermiştim. Sosyal medya gençler arasında oldukça yaygındı. Neredeyse 15-25 yaş arası her gencin Facebook'u vardı. Tabi ki bakmadan edemiyordu. Her gittiği yerde, her dakika her saniye önünde olsun istiyordu hesabı. Sigara ve alkol bağımlılığından daha kötü bir durumdaydı. Tam olarak hatırlamıyorum ama sanırım 2 saate yakın oturdu. Televizyon ve İnternet ile geçirdi zamanını. Giderken facebook hesabını açık unuttu.. Son 1 hafta içinde ki mesajlarını okudum. Benim bildiğimden 2 tane fazladan flörtü olduğunu gördüm. İçimden ''kadınlar'' diye geçirdim. Bunca zamandır söylediği sözler aklıma geldi. Güldüm. Kadınlara bu sıralar sadece gülüyorum nedense. Hiç bir kadına rastlamıyorum gözlerinin içine bakıp sohbet edebileceğim. Bana doğruyu söyleyebilecek bir kadına denk gelmiyorum. Bir kadının 3 farklı adamla görüşüyor olmasının sakıncası sadece toplumsal ahlak kuralları. Bunu saklaması, karşısında ki insanı kandırması ise tamamen insan haklarıyla ilgili bir ihlal. İlk görüştüğümüz gecenin sabahında, ''sakın beni yanlış tanıma, böyle bir şeyi ilk defa yaşıyorum'' dediği an parayı sehpanın üzerine bırakıp çıkmalıydım.

Hiç yorum yok: