26 Nisan 2014 Cumartesi

Sorgu!

Olmazsa olmaz diye bir şey var mıdır? yoksa bazı şeylere tahammül edilebilir mi ?
ya da bir süreliğine görmezden gelinebilir mi ?

Neden görmezden gelir bir insan, ya da biraz daha fazla katlanır istemediği bir şeye ?
Bunun sebebi nedir ?

Daha iyisiyle henüz karşılaşmadığından olabilir mi? Bu oldukça kabul edilebilir bir cevap.

Sevgiden de olabilir aşırı sevgi, bağımlılık. Ya da toplumun koyduğu ahlak kuralları gözümüzün önüne perde çekmiş olabilir mi?

Kaç evlilik bitmesi gerekirken, toplum baskısı yüzünden sorunlu devam ediyor ?
- Çok fazla!

Kaç kadın mutsuz evliliğinde ?
İlk yıllarda sorun teşkil etmeyen tutum ve davranışlar evliliğin kaçıncı yılından sonra çekilmez bir hal alıyor ?

Peki nasıl oluyor da bu sorular hiç sorulmuyor?


Her şey soruyla başlar, sorgulamayla.
Kendini, çevreni, oturduğun sandalyeyi, uyuduğun yastığı, yediğin yemeği, sıçtığın klozeti, saçlarını, kıyafetini, anneni, sınıf başkanını, sinemada yönetmeni, yatakta sevgilini, evde küçük kardeşini, kampüste rektörü, sınavda soruyu, seçimde oyunu, hastaysan doktoru sorgularsın.

Olmazsa olmazlarını sorgulamaz ama insan.. Katlanır, kabullenir, çeker, çeker de çeker.
Yaşlanır, dertlenir, sinirlenir, ağlar ama çekmeye devam eder.

İnsan hayatındaki en önemli noktayı sorgulamaya başladığı anda kendi fikirleri olduğunu hisseder. Hissettirir. Sorgulamak kökten bir değişiklik getirmez genelde. Var olan bir şeyi düzeltmeyi törpülemeyi amaçlar, iyi tarafa. Ama bazen törpünüzün ucu karşınızdaki oduna ince gelir.
Ya da karşınızdaki sizden önce bu törpüyü size vurmuştur..!
 Ya böyle olduysa, karşınızdaki insan davranışlarıyla sizi sindirip düşüncelerinize gem vurduysa ve siz artık hiç bir yanlış şeyden rahatsız olmamaya başladıysanız. Daha önce kesinlikle reddettiğiniz durumları kolaylıkla kabullenir olduysanız.
Ve daha da önemlisi sizi sindiren fikirler artık sizin fikirleriniz olduysa..  Daha açığı karşınızdaki gibi düşünmeye ve davranmaya başladıysanız..
Daha da ciddisi bunun farkında bile değilseniz..

Ya da; Amannnn boşverin
Alışverişe çıkın yeni dizileri takip edin
Ben de ne saçmalıyorsam gece gece..

22 Nisan 2014 Salı

Alt Geçit

odam da gezen son kanatları gövdesinden büyük, açık kahverengi, gözlerinin önünü gördüğünden şüphe ettiğim sineği öldürdüğümü düşünüyordum ki bir tanesi daha ışığın hemen gölgesinde belirdi. çok az şeye sinirlenirdim. Ne yaşarsam yaşayayım, içinde anlık ya da uzun vadede beni sinirlendirecek bir şey bulamazdım. Adaletsizlik ve cehalet sinirlendirirdi beni ve genelde ikisi de aynı tip insanlarda bulunurdu. Yaşadığım bölgede insanları neredeyse tamamı cahil ve adalet duygusundan yoksundu. Benim neden sinirlenmediğimin cevabı netti; onları umursamıyordum. İnsanların neredeyse tamamı leşten farksızdı. Benim ise sadece odam pisti, sineklerin tek sebebi bu.

Bundan 4 -5 sene öncesiydi sabah 7.30 da otobüs hareket edecekti. uyumamıştım hiç. 6 da yola çıktım. üniversiteye yürüyerek gitmem gerekiyordu. O saatte yollar bomboştu ve taksiye verecek param yoktu. Tekerlekli valizimi elime aldım sırt çantamı taktım ve ara sokaklardaki, evlerin arasından geçerek ana caddeye ulaştım. Bomboştu her yer. Sokak köpekleri sabah kahvaltılarını arıyorlardı çöplerde. Hava henüz aydınlanmamıştı. Yolda bir tek araba dahi yoktu. Yola çıktım ve iki şeridi birbirinden ayıran çizgilere basarak yürümeye başladım. Aklımdaki şarkıyı mırıldandım bir süre. Sanırım 20-25 dakika yürümemiştim ki alt geçit gözüktü karşıdan. Kışın ayyaşların, evsizlerin güzel mekanı alt geçitler. Alt geçide girdim. Dünya durana kadar yanacağını bildiğim sarı loş ışıkları, matem havası ve bir kaç uyuyan evsizi ile tam anlamıyla insanlığın iç yüzüydü. 5 dakika içinde bitirdim alt geçidi. Üniversite yolun sonunda gözükmüştü. Vaktim daha çoktu ağırdan aldım biraz. Telefonumdan müzik açtım Teoman. Sesini sadece apartmanların zemin katında oturan öğrencilerin duyabileceği kadar açmıştım. Sessizlik içinde ses yankılanıyordu. Sanki tüm dünya benim dinlediğim şarkıyı dinliyormuş gibi geldi bir an. Kahvaltı simit+peynir+çay üçlüsünden ibaretti uzun zamandır. Simitçiye oturdum siparişim gelene kadar bir sigara yaktım fakat daha iki nefes çekmeden önümdeydi kahvaltım. Sigaraya devam ettim. Kahvaltı bekleyebilirdi. Çayımdan bir yudum aldım ve keyif yapmak için vaktim vardı. Otobüsün kalkmasına 15 dakika kala valizimi attım otobüse. Son sigaramı yaktım.  1 hafta boyunca kafamı dinleyecektim. İnsanlardan uzak pislikten adaletsizlikten ve cehaletten..