26 Şubat 2012 Pazar

cinsel organ gerginliği

Dünyada yaşayan her insanın cinsel organı vardır. Bunun sorun olduğunu düşünen kesime hitabım.. Asıl sorun, o organın ismini duyduklarında ve diğer şeyler karşısında duydukları gerginliğin seviyesinde.. Hiç düzüşmeyeceklermiş gibi yapmaları da cabası. Daha bebekken başladı insanoğlu cinsel organıyla oynamaya. Freud babamızda tescilledi, her insanın hayatının bir döneminde cinsel organıyla sürekli oynamıştır diye. Bazılarında bu dönem çok uzun sürebiliyor.. Bazılarında ise hiç bitmiyor... İşte bu tipler için hayat çok zor, hiç bıkmadan devam edenler ve hiç düzüşmeyecekmiş gibi davrananlar. Hiç bir şeyi tadında yaşama şansları olmayacak.. Bir ufak öpücüğü bile.. Bazıları ölümü merak eder, işte size ölümü anlatabileceklerin listesinden iki örnek. ve tabi ki ölümler cıplakkk gelirrrrrrrr =))

24 Şubat 2012 Cuma

papatya

sıradan bir akşamdı. bir kaç eski dosta şarap içmeye davetliydim. Tam olarak nereye gideceğimi bilmiyordum. Genelde bilmezdim zaten. Aracımda yoktu. Şehir içi otobüsler tek tercihimdi. Otobüs şoförlerinin çoğunda kiralık katil tipi vardı. Bir şey sormak için bi kaç kez düşünmeliydiniz. Her an sizi suçlu çıkarıp oracıkta bitirebilirlerdi işinizi. Bir kaç kez otobüse bindiği duraktan geçeceğimizi anlamıştım. Tarifi zor bir karın ağrısı saplandı. Tam durağa girdiğimizde sona erdi, çok kısa ama acı veren bir ağrıydı. Kafasını öne eğmiş sırtında kemanı oturuyordu öylece. Hiç bir insana tahammül edemediğim zamanlardır otobüs yolculukları. Ne kadar kısa sürerse o kadar az ölürdüm, ve günüm daha iyi geçebilirdi bu sayede. Otobüsten hemen indim ve yanına oturdum. Bunun, bir çok orgazmdan daha zevkli olduğunu kanıtlayabilirdim kadınlara. Kafasını iki saniye sonra çevirdi ve ne zaman o harikulade gözleri görebilicem sorusuna cevaptı bu. Bir süre oturduk, onunla konuşmak çok zordu. Alımlı bir ifadesi olduğundan dikkatim sürekli dağılıyordu. Elimde bir demet papatya olsun istedim o an. Hiç bir şey söylemeden, papatyaları yanına bırakıp gitmek :) Birlikte tekrar otobüse bindik ve gideceğim yere bıraktı beni. O gece elimdeki şarabı tek başıma içtim. En sevdiğim müzikleri dinledim. Ne zamana kadar devam edebileceğini düşündüm bu şekilde, ve hiç alışık olmadığımı. Gözleriyle kaşları arasındaki boşlukla ilgili fantazilerimde cabası. daha cazip sürprizlere..

19 Şubat 2012 Pazar

- 19 -

ya çok sevdiler, ya hiç sevmediler beni, ortası olmadı. düşündüm de ortası olmasını istemezdim. samimiyetsiz gelirdi bana. Birilerinin beni idareten sevmesi rahatsız ederdi. Bu yüzden bulunduğum yerlerden gidişim usul usul ve sessizce. Ve ortada daha büyük bir sevgi varsa da giderdim. İki çift özlemişse birbirini mesela, ya da bir anne çocuğuyla birlikte vakit geçiriyorsa. Ve en önemlisi, birileri daha güçlü sevebiliyorsa senin sevdiklerini, hafifçe sandalyeni geri çekip, kimseye bir şey söylemeden, usul usul uzaklaşmalı o ortamdan.

8 Şubat 2012 Çarşamba

- 18 -

Saatler içinde her şey değişebilir. Aklınıza ne getirebilirseniz.. Havanın sıcaklığı, keyfiniz, duygularınız, tepkileriniz, seçimleriniz, akıl sağlığınız ve kadınınız. Hiç bir zaman bilemedik, bir sonraki anın neler getirebileceğini. Ama çoğumuz tahmin etmişizdir bunu; 1 saat sonraki sınavın kötü geçeceğini mesela, bir konuşmanın nereye varabileceğini çoğu zaman, bir adamın yakın zamanda ölebileceğini de tahmin edebiliriz.. Hatta bir adamın/kadının sizi terk edebileceğini. Yapacak hiç bir şeyin kalmadığı o anları yaşamak zorunda kalırsınız. Fayda getirmez çabalarınız. Dünyanın en güzel tek taşını alın ona, bütün o şaşalı çiçeklerden yollayın evine, onun adına bir şiir kitabı bile çıkarsanız bazı şeyler için çok geç olduğunun farkındasınızdır. Paranoyalar aktiftir düşüncelerinizde. Yeyip bitirir sizi. En ünlü senaristlere bakın, en ünlü filmlerini en kötü zamanlarında yazmışlardır. Bir düşün, hırsın tuzağına yakalanmışsınızdır çoktan. Sizi savaş kadar çabuk öldürmeyecek bir düşün. En azından bedensel olarak çabuk ölmeyeceğiniz.. Ruhunuzu yitirebilirsiniz. Her türlü kötü alışkanlığı deneyin kurtulamazsınız, aksine daha dibe batmak için bir yoldur şarap ve sigara. Bir süre kendinizi avuttuğunuz tepkiler alırsınız ama nafile. Son bellidir. Karşınızdaki insanın zaaflarınızdan faydalanıp bir süre daha devam ettirebilirsiniz, 2 hafta 2 ay ya da 5 yıl. Bir gün mutlaka sizi öldürecek bir konuşmayla karşı karşıya kalacaksınız. Yaşlı, hasta ve ölüme çok yakın bir insan olarak bulduğunuzda kendinizi, ölecek bir şeyinizin kalmadığını fark edersiniz. Tüm hayatınızı paranoyaların üzerine kurulmuş bir ilişki için harcamışsınızdır. O insandan tamamen vazgeçip, onu kendi haline bırakıp, kendi duygularıyla yaşamasını istediğiniz ve yeni bir insana aşık olmayı düşünmek artık çok geçtir. Hiç bir ikili ilişkiyi tek taraflı aşkla mutluluğa götüremezsiniz. Ya hiç olmayacak, ya da iki tarafta birbirini aynı derecede olmasa da sevecek. Bütün o etrafınızdaki aşkları düşünün, birbirlerinden daha iyisini bulamayacaklarını düşündüklerinden ya da birbirlerinin hayatlarına duydukları saygıdan ölüme bu kadar uzaklar. Kendinize saygılı olmayı deneyin. Bunun için çok güçlü ve bazen sert kararlar almanız gerekebilir ama yapın. Sadece hissettiklerinizi yaşamaya yaşattırmaya çalışın. Sıradan bir insanın duygularıyla hayatınıza yön vermeyin. Gün gelir o sıradan insanın duyguları sizi öldürebilir, en azından ruhen :)