19 Ağustos 2012 Pazar

Şekerli Mutluluklar

Yeni ilişkiler heyecan vericiydi ama emek harcamak da gerekiyordu. İnsanlar başlangıta ilginçtiler. Daha sonra, yavaş yavaş ama kesinlikle bütün defolar ve çatlaklıklar ortaya çıkardı.!

Şu kadın; gözleri hafif çekik ve kocaman olan! Bana hep ayın 14'ünü hatırlatıyor.. Kimi sanat yapanlara ayın 14'ü tanıdık gelir. o gün, ay o kadar net, o kadar parlak ve kocaman gözükür ki, ışıl ışıl, dünyaya yeni bir enerji verir ışığıyla.. Gözleride aynı böyleydi..Ayın 14 ü gibi...
 Tepkileri net, gülüşü içten ve gözleriyle. Ne kadar uzun zaman oldu bilmiyorum, gözleriyle gülen bir insanla konuşmayalı. bu yuzden yüzümdeki şapşal sırıtma bi kaç zamandır hiç kaybolmuyor.

Tüm bu güzelliklere rağmen;

Aşık olmadığıma, bu dünyada mutlu olmadığıma memnundum.. Hiç bir şeyle barışık olmamayı seviyordum. Aşık insanlar genellikle alıngan ve tehlikeli olurlar. Perspektiflerini ve mizah duygularını yitirirler. Sinirli kafadan çatlak olurlar. Hatta katil bile olabilirler! Evet katil, doğru bu, olabilirler...
 Ve bu durum yaptığın ve yapacağın onca güzel şeyin, -saniyenin binde biri gibi bir hızla- önüne geçer.
Hep hatırlanacak olan budur.

Çokta kafaya takmamak gerek klişesinin doğruluğu beni delirtiyor.. Olaylara ciddiyetle bakmak yerine, çok önemsemeden, rahat davranarak hayatına devam etmek insanı sorunlardan uzak tutuyor. Bununla birlikte kaybettiğin şeylerde var tabiki..

Bayramlar ve çocukluk. Cuma günü tam 135 çocuğa elimi öptürdüm. Çok güzeldi :) Aldığım şekerleri yerlerken yüzlerindeki mutluluk ifadesinin fotoğrafını çekseydim discovery fotoğrafçılarıyla yarışırdım :)

Hiç yorum yok: