17 Temmuz 2013 Çarşamba

çok sonra

2 odalı bir evde kaldım uzun süre.. buğulu bir ev, pencereleri demir parmaklıklı, zemin katta, kötü kokulu ve yavan bir ev. Büyük bir sitenin güney tarafında, sabah güneşe karşı, akşamları ılık. Pencereden kafanı çıkaramazdın parmaklıklardan. Buydu en çok üzen ilk başta beni. Daha sonra bir çok şey buldum kendimce üzülmek ve mutlu olmak için. Sanırım 2012 yılının eylül aylarıydı. Para biriktirmeyi beceremediğim için hep bi para sıkıntısı çekmişimdir. Elime geçen paranın hep harcanacak bir yeri oluyordu. Ama keyfim olabileceği en güzel yerindeydi. Hafta içi öğleden sonra markete çıktım. Sitenin küçük tek kişilik girişleri vardı. Ve yine neden konulduğunu anlamadığım küçük kapısı. Kapı hiç kilitlenmiyordu ki.. Neden konulmuştu oraya..
Dönüşte tekrar o lanet kapıyı açıp, hızlı kapanıp ses çıkarmasın diye yavaşça kapattım. Girişteki bloğun dış kapısından siyah kot pantolonu, yine siyah deri ceketi ve çizmeleriyle bir kadın girdi, önünde bir kaç insan ve elinde poşetlerle. Arkadan görebilmiştim sadece fakat daha önce bir yerlerde gördüğümden emindim. Gözden kaybolduktan hemen sonra acaba tekrar ne zaman görürüm diye geçirdim içimden.
Yaz neredeyse tamamen sıcaklığını yanına almıştı. Geriye tortuları kalmıştı ve bu bile yetiyordu bizi ısıtmaya. Ekim ayıydı. Sadece hafta sonları yoğun çalışıyordum ve hafta içi en azından 3-4 günüm boş geçiyordu. Her zamanki gibi hiç arkadaşım yoktu. Ev arkadaşımdan başka. İnsanlara yeterince değerli bulmuyordum belkide. Sürünün bir parçalarıymış gibi geliyordu ve ben o sürüden ayrılsınlar istemiyordum. Genelde evdeydim ve evden çıkma sebebim bahis, market alışverişi ve işti. Çok fazla insanlarla vakit geçirmiyordum. Gerekte yoktu. Beni anlayabilecekleri konusunda büyük şüphelerim vardı.
Bu sefer biraz dolaştım marketten sonra. Uzun sürmedi.. Bembeyaz teni, siyah saçları harikulade cazibesi, tavırları, utangaç konuşması, varlığı yaz günü esen serin, soğuk meltemden daha ferahlatıcıydı. Çok fazla konuşma fırsatımız olmadı. Belkide artık yakınımda olduğunun garantisi uzaklaştırdı bizi o an. İkimizde tekrar görüşeceğimizi biliyorduk. Biraz konuştuktan sonra ayrıldık. Birbirimizi nereden hatırladığımızı öğrenmek güzeldi. Eve vardım ve yatağa uzandım. bi sigara yaktım, pencereyi açtım. Buz gibi bir bira yanında. Hava serindi. İşe gitmem gerekiyordu. Erteledim. Genelde ertelerdim zaten. Ama o kadını erteleyemezdim. Onda bişeyler vardı içsel bişeyler. İnsanı rahatlatan. Sanki o güne kadar sırf o kadını tanımak için diğer insanlardan kaçmıştım, uzak durmuştum. Tanıyacağım diğer insanlar, yeni bir insanla tanışma cesaretini bende bırakmayabilirdi. Akşamı etmiştim. Yemek yedim ve uzandım biraz. Hayat zaten oldukça sıkıcıydı o zamanlar. Hem cinslerimin yarısı evli diğer yarısı da aylaklık ediyordu. Ben tam ortadaydım. Ya aylak olacaktım ya da hayatımı düzene sokacaktım. Ve önümde ikinci şık için bir neden vardı.