17 Aralık 2014 Çarşamba

-26-

iki ya da üç sene öncesiydi. Okuldan sonra çalışmıyorsam eğer en sevdiğim mekana giderdim. Genelde turist ziyaretçileri olan bir yerdi fakat o gün cuma olduğu için canlı müzik ve öğrenciler oldukça sıkıydı. Tek başıma gezerdim. Cebimde fazla para olmadığı için dördüncü biradan sonrası için bir mucize gerekliydi.

Oturdum. Tanıdığım bir çok insan vardı. kafamı kaldırmamayı tercih ettim. Siparişimi vermeden yakalanmıştım ama. Kendimi bir katil gibi hissettim ve geceyi başka bir masada sanki hapisteymiş gibi geçirecektim. Aynı zamanda iş arkadaşım olan yetenek sahnede gitarıyla bir şeyler mırıldanıyordu. Bir futbol eğitmeninin akşamları bir barda sahneye çıktığı pek görülmemiştir fakat o akşam orada olan insanlar şanslıydı. Bundan 2 tane göreceklerdi...
Masada yedi ya da sekiz kişi vardı ben hariç. Ben masaya oturduktan sonra kendi aralarındaki sohbeti kesip bana dönmüşlerdi. Futboldan hayattan dergiden okuldan şarkılardan konuştuk. Her şeyi konuşabilirdim insanlarla fakat, uzmanlık gerektiren bir alanda sıradan insanların ahkam kesmesi beni delirtirdi. Futbolun neresinde olduklarını umursamadan işin tekniğine bilimine müdahale eden bir kaç ahmak adamı fırçaladıktan sonra, sahne arasında yanımıza katılan iş arkadaşımla dertleştik. Dördüncü biramı söylemiştim ve cebimde ertesi gün işe gidebilmek için para kalmıştı sadece. Gece çok gençti ve geceyi öldürmek için kesinlikle bir kaç mucize gerekiyordu. Gitarla bir çok tecrübem olmuştu. Lise yıllarında özellikle. Sonraları bıkmıştım gitardan. Sesim neredeyse berbattı çünkü.
Kahkaha boldu masada ve biram bitmişti, saat henüz gece yarısı bile olmadan. Bir sigara yaktım ve bitince kalkmam gerektiğini söyledim. Yanımda oturan çift bu konuda beni destekledi. Onların eminim yapacak daha eğlenceli şeyleri vardı.. Ben ise yarım saatlik eve yürüyüş yolunda müzik dinleyebilecektim sadece. Masada beni çok eskiden beri tanıyan bir kadın. bir şarkı söyle öyle git dedi. Masadakiler bunun iyi bir fikir olduğunu sanıyorlardı ama ben çok şüpheliydim. Sert bir şekilde reddettim ve sigaramdan bir nefes daha çektim. Bu sırada sahne ikinci arasını verdi. Sahneden ismimi haykıran biri vardı. Bu kalkmam için harika bir an diye düşündüm ve masadakilere iyi eğlenceler dileyip kalktım. Sahneye yaklaştım ve iş arkadaşıma yarın görüşürüz dedim kısık bir sesle

- Gidemezsin, dedi.
-Gitmeliyim dedim.
Mikrofona eğilip;
- Aramızda iş arkadaşım Anıl Hoca var ve gitarı çok iyidir, Bizimle bir şeyler paylaşmadan gitmesine izin vermedim, dedi.
O konuşmaya başladığı anda sonumun geldiğini hissedip usul usul kapıya yönelmiştim ki kadının biri kavradı kolumdan beni.
-Lütfen kal. daha çok erken, dedi.
Masada ki iki erkek, tribündeki gibi aynen tribündeki gibi ''Anıl Hoca sayahaya'' diye bağırıyorlardı.
Kolumu bu sırada hiç bırakmayan ve her geçen dakika daha sıkı tutmaya çalışan kadın sahneye çıkmam için oldukça iyi bir teklif sundu.
- Şarkını söyle ve masada kal. İçkilerin benden dedi.
Bu oldukça makul bir teklifti. Kolumu bırakıp elime yapışarak, sahneye götürdü beni.  Tek başına olmayı seviyordum fakat, insanlar bana bakarken değil. Oturdum gitarı aldım elime ve tellerine dokundum. Sıcaktı. Soğuk bir gitarla çalamazdım. Daha önce tutkulu bir sevişmeden geçmemiş kadınlarla sevişemediğim gibi.  Bir tane bira getirdi garson sehpaya koydu.
Bi kaç yudum aldım. O an sessizlik kulaklarımı acıtmaya başladı.



Teşekkür etmeden kalktım. Nihayet sessizlik sağır etmeden bir kaç alkış ve çığlık sesi duymuştum. Samimiyetsizdi. Biramı alıp kalktım. Yolda yakaladı beni dört dakika önce elimi tutan kadın ve tekrarladı. Biramı yudumladım ve masaya oturdum. Farklı masada oturan bir kaç eski arkadaş yanıma geldi ve hatırımı sordu. Daha iyi olduğumu söyledim. Elimi hala bırakmıyordu. Bir an bir elim daha olsun istedim. Üçüncü bir el. Harika olurdu. Üçüncü elimi kesip ona bırakabilirdim. Bu kadar samimiyetsizdi elimi tutuşu. Bir işkenceden daha beterdi.
The Kill, çok severdim. Bir daha insanlar içinde söylememeye karar verdim. Sonuçları felaket olabiliyordu. neredeyse bir elimi kaybetmek gibi.

Hiç yorum yok: