24 Şubat 2012 Cuma

papatya

sıradan bir akşamdı. bir kaç eski dosta şarap içmeye davetliydim. Tam olarak nereye gideceğimi bilmiyordum. Genelde bilmezdim zaten. Aracımda yoktu. Şehir içi otobüsler tek tercihimdi. Otobüs şoförlerinin çoğunda kiralık katil tipi vardı. Bir şey sormak için bi kaç kez düşünmeliydiniz. Her an sizi suçlu çıkarıp oracıkta bitirebilirlerdi işinizi. Bir kaç kez otobüse bindiği duraktan geçeceğimizi anlamıştım. Tarifi zor bir karın ağrısı saplandı. Tam durağa girdiğimizde sona erdi, çok kısa ama acı veren bir ağrıydı. Kafasını öne eğmiş sırtında kemanı oturuyordu öylece. Hiç bir insana tahammül edemediğim zamanlardır otobüs yolculukları. Ne kadar kısa sürerse o kadar az ölürdüm, ve günüm daha iyi geçebilirdi bu sayede. Otobüsten hemen indim ve yanına oturdum. Bunun, bir çok orgazmdan daha zevkli olduğunu kanıtlayabilirdim kadınlara. Kafasını iki saniye sonra çevirdi ve ne zaman o harikulade gözleri görebilicem sorusuna cevaptı bu. Bir süre oturduk, onunla konuşmak çok zordu. Alımlı bir ifadesi olduğundan dikkatim sürekli dağılıyordu. Elimde bir demet papatya olsun istedim o an. Hiç bir şey söylemeden, papatyaları yanına bırakıp gitmek :) Birlikte tekrar otobüse bindik ve gideceğim yere bıraktı beni. O gece elimdeki şarabı tek başıma içtim. En sevdiğim müzikleri dinledim. Ne zamana kadar devam edebileceğini düşündüm bu şekilde, ve hiç alışık olmadığımı. Gözleriyle kaşları arasındaki boşlukla ilgili fantazilerimde cabası. daha cazip sürprizlere..

1 yorum:

TesLaa dedi ki...

Ah! yol-cu-luk-lar.