26 Eylül 2010 Pazar

teoman konseri

müzisyen sahneye çıkana kadar mekandaki en ahlaksız adam bendim. Ve bunu hiç belli etmiyordum. Yakınlardaysa eğer, her konserinde bulunur ve bağırarak şarkı söylerdim. Gecenin ne kadar karışık olacağını düşündüm bir kaç kadınla rastlaşınca. ..
....
Bir bira, bir bira daha ve her şey daha güzel gözüküyordu. Şarkılar, kadınlar, gitar çalan çıplak adam, keman, tuvaletin önünde para isteyen şişman kadın ve dahası.  O gece tanıştığım bir kadınla dans ediyordum ve bu kadar güzel bir kadınla dans etmeyeli gerçekten uzun zaman olmuştu. Sessiz, anlamlı bir bakış, güzel bir ten, tarzı ve sıcaklığıyla büyüleyiciydi. Neredeyse gece boyu dans ettik ve her defasında daha yakındık birbirimize. Kafasındaki kırmızı bant, pantolonu ve kırmızı badisi ile oldukça rahattı. 
İkili ilişkilerde arzuların daha çok derinleşmesini, asla kaybolmaması gerektiğini düşünürdüm. Eğer kadına karşı olan isteği en azından sabit tutabilirsen başarmışsın demektir. Eğlenceli, sarhoş bir gecede yanımdaki kadına, uyandığımızda sıcak bir kahve ve sigaranın senden daha değerli olabileceğini söylerdim hep. Ahlaksız olan bendim ama nedense kadınlar çoğu zaman bu riski göze alırlardı. Onları haklı buluyordum. Etrafımda ki bütün adamlar, sahnedekiler bile gecenin sonunda güzel bir kadının hayaliyle yaşıyorlardı. En azından ben bunu düşünmeyi bırakmıştım. Onlara gerçekleri söylerdim hep olabileceklerin en kötüsünü söylerdim. çünkü; bir kadının hissettiği acının tepkisinden korkardım, bir kadının neden aramıyorsun demesinden nefret ederdim ve illa bir şeylerin adının konması gerektiği saçmalığından da.
Oldukça iyi eğleniyorduk. Şarkılar insanları ele geçiriyordu resmen. Bu hiç de sağlıklı değildi. Bir kaç arkadaşla norveçte insanların neden intihar ettikleri üzerine konuştuk sahne arasında. . Dans etmeye devam ettim çilleri olan kadınla. Bizden daha önce oradan ayrıldı ve bir daha ki teoman konserine kadar kimseyle dans etmemeye karar verdim.



Hiç yorum yok: