3 Kasım 2010 Çarşamba

- 6 -

sorunlu bir adamım ben ve sorunlarımın çoğunu kendim yaratıyorum. kadınlardan kumardan ve insan topluluklarına duyduğum nefretten bahsediyorum size. insan sayısı arttıkça nefretim de artıyordu. Olumsuz kasvetli ve somurtkan olduğum söylenir genelde. Bazıları içinse çok neşeli ve pozitif.
bana, neden bu kadar somurtkan ve olumsuzsun diye bağıran kadınları hatırlarım hep. ''her şey daha güzel olabilir!!'' derlerdi.
olabilir herhalde. daha az bağırıp çağırarak mesela!
sokaklar insanlara açtı resmen. değeri bilinmeliydi sokakların. En azından iyi şeyler yapılmalıydı sokaklarda. Yemek yemek, yürümek, sevişmek ya da sohbet etmek tam ortasında caddenin. O gün kafam karışıktı her zaman ki gibi. Bilirsiniz ya hiçbir şey yolunda gitmez bazen; kadınlar, iş, işsizlik, hava, kediler, trafik ışıkları. Sonunda bir kaldırımda bulursunuz kendinizi, ölümü bekler halde.
Öylece yürümüyordum bu sefer sokakta. Siyah saçlı, kahverengi gözlü, hüzünlü bir kıza eşlik ediyordum. Çok güzeldi, içsel bir güzellik. Daha öncede bir çok sefer dikkatimi çekse de bu kadar yakın olmayı hiç istememiştim. Olağan ve sıradan kadınlara alışıktım. Her şey bilindiği gibi ilerlerdi onlarla. Sorun çıkardıkları anda kapıyı gösterebileceğin tiplerdir. Hiç böyle hissetmiyordum merdivenleri çıkarken. Çantamı koydum ve iki gofret kapıp çıktım evden. Apartman kapısını açarken, daha önce merdivenleri 2şer 3şer inmek için bir sebebim olmadığını fark ettim. Bira içtik 2şer, hemde susuz ve kahve sonunda. Hala neyin olağan dışı olduğunu çözememiştim. Belkide saçmaydı hepsi, geçip gidecekti 2 hafta sonra. Genelde böyle olurdu. Ama şunu biliyordum; olağan kadınların zırvalıklarını dinlememiştim. Bu oldukça iyi bir şeydi. Ezginin günlüğüyle ilişkimi geliştirmiştim ve ilginç bir şekilde, aradan onca zaman geçmesine rağmen güzel gözüküyordu. Diğer bütün kadınlardan yırtmıştım. Şikayetim sadece, ucuz bir odada açlık çekerek, ucuz şarap içerek kendi isteğimle ve keyfimce delirme hakkımı gasp etmeleriydi. Bunu yapabileceğim bir kadına dünyadaki diğer bütün kadınları değişebilirdim hiç düşünmeden. Sokak yine mutsuzdu. Yürüdük yine yarım saat kadar. Aynı yere işeyebileceğim arkadaşlarıma oranla çok daha ileriydi hissettiklerim. Bu benim için oldukça korkulacak bir durumdu, ödlek bir tavuktan beter olabilirdim bir kaç hafta sonra.  Yinede kendimi çok iyi hissediyordum. Eve döndüğümde ayakkabılarımı çıkarıp şarap içmek, duygularını sadece kaşlarıyla ifade edebilen kadını düşünmek, gülebiliyorsam gülmek istiyordum. Komedi dükkanı açtım ve devam ederken sızdım. Tek korkum uyandığımda sabah olduğunu görmekti.

Hiç yorum yok: