4 Ocak 2015 Pazar

Anne, Baba ve Çocukları

Çocuklar ne yapar ? Ya da anne ve babaları çocuklarının ne yapmasını ister. Çocuklar mı karar vermelidir yoksa ebeveynler mi?
Bir çocuk düşünün, etrafındaki her şeyi karıştıran, kurcalayan, soran bir çocuk. Deneyerek yaşayarak öğrenmeye çalışan bir çocuk. En önemlisi merak eden bir çocuk!
Merak bilimin oluşmasında en etkili duyguydu. En büyük kaşiflerin, buluşçuların, bilim adamlarının hayatlarına bakın. Çocukluğunda onları sarıp sarmalayan merak duygusunu görürsünüz ilk önce.
Her çocuk doğumundan itibaren aşırı merak ve keşfetme duygusuyla yaşar.. Ta ki siz anne babalar bu duyguları baltalayana kadar. Çok az anne ve babaya rastladım, çocuğuna dur yapma demeyen. Bunun ne kadar trajik olduğunu bir düşünün. 1 yaşında ona konuşmayı öğretmeye çalışırsınız ve geri kalan tüm hayatında daha az konuşması için sert önlemler alırsınız. O merak duygusunu kaşıyan etrafındaki tüm objeler siz anne ve babalar için o kadar değerlidir ki;
Saksıya yaklaşıp bir yaprakla oynamaya başladığında, ''Ona para verdim sakın koparma!
Bir yumurtayı eline aldığında, '' oynama onunla kırarsın!''
bir hayvana dokunmaya çalıştığında, ''sakın yaklaşma ısırır!''

Ekonomik durumu, kültürü, yaşadığı çevreyle ilgilenmiyorum, her çocuk deney yoluyla etrafını keşfetmeye çalışıyor. Ne olduğunu bilmediği bir şeyi kurcalaması sizi ne kadar sinirlendiriyorsa, onuda o kadar heyecanlandırıyor. Etrafındaki bütün yetişkinlerin hayatlarında düzensizlik yaratacak şeyler yapmaları merak ve keşfetme duygusundan. Kendi canından olan bir çocuğun, sadece deneyerek yaşayarak öğrenme istediğinden doğan bu düzensizliğe bile sabrı olmayan ebeveynlerin ileride bu çocukların hayatlarını ne hale getirebileceklerini bir düşünün. Karar verme yaşını çoktan geçmiş altı yaşında bir çocuğun hangi ayakkabıyı seçeceği dahi sorulmuyorsa, okuma alışkanlığı edineceği yıllarında hangi kitabı okuyacağına hala annesi karar veriyorsa, bu anne ve babanın ilerde çocukta yaşatacağı travmanın boyutunu bir düşünün.

''Yapma, oynama, kurcalama, karıştırma'' ile geçen bir çocukluğun, gençlikte yasak olan her şeye ilgi duyacağını kavramamış bir anne-baba ne işe yarar ki!

Aileler sürekli benden çocuklarıyla ilgili tavsiyeler istiyorlar;
Onlara bir kaç kelimelik bir yanıt veriyorum genelde;

' Lütfen, ama lütfen çekilin önlerinden!''

Yüzüme ilk defa insan görmüş gibi bakmalarından ne demek istediğimi anlamadıklarını fark ediyorum. Uzun anne-baba toplantıları, davranış biliminin en ince ayrıntıları, psikologlar, bire-bir görüşmeler, hiç biri fayda etmiyor..

En sonunda vardığım sonuç hep aynı oluyor..
Herkesin istediği kadar istediği gibi ve istediği zamanda çocuk yapması acilen engellenmeli.

Sadece önlerinden çekilmelerini, onları kendi dünyalarında bırakmalarını, sordukları soruları geçiştirmemelerini, onlara keşfetmeleri için imkan tanımalarını istiyorum. Bu özün başlangıcı bile değil. Bir çocuk yetiştirmek onu kendi başına doğru ya da yanlış kararlar almasını sağlayacak,öz güveni kazandırmak emin olun çocuk yapmaktan çok daha zor! Mümkünse prezervatifi yastığınız altından eksik etmeyin, lütfen!

Çok fazla şey istemiyorum. Keşfetmeleri için etrafa sürekli yeni şeyler koyun. Size soru sorması için bir şeyler yaratın. İlgisini çeken şeyleri birlikte keşfedin. Yeteneklerini kullanması için fırsatlar verin. Siz evde sadece bir bardak kırdığı için top oynamasını yasaklar ve onunla bir parka gidip birlikte top oynamazsanız, gelecekte dünya büyük bir yetenekten mahrum kalmış olabilir. Eğer elektrikli bir aleti keşfetmek istediyse tek yapmanız gereken fişini prizden çekmek. Hiç bir elektronik alet bir çocuğun merak duygusunu baltalamaktan daha önemli değildir.

Lütfen ama lütfen çocuklarınızın önünden çekilin! Her çocuk merakla doğar ve öyle gelişir.

Hiç yorum yok: